8 Eylül 2013 Pazar

KASTABALA ÇİMENTO FABRİKASINDAN KESİN OLARAK KURTULDU

BASIN DUYURUSU
Osmaniye İli Kesmeburun Köyü, Akyatan Mevkiinde Kastabala Antik şehri üzerine yapılması planlanan Entegre Çimento Tesisine dair çevre etki değerlendirme (ÇED) raporunun iptali konusunda açmış olduğumuz dava Adana 2. İdare Mahkemesinin 2008/1186 E-2009/1530 K sayılı 11.12.2009 tarihli kararı ile kabul edilmiş bu karar davalı idarece temyiz edilmiş ve Danıştay 6. Dairesinin 2010/2375 E – 2010/10813 K sayılı 06.12.2010 tarihli kararı ile temyiz nedenleri hukuka uygun görülmeyerek yerel mahkeme kararı onanmıştı. Bu karar ile ilgili olarak davalı (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı) idarece ‘karar düzeltme’ yoluna gidilmiş olup bu defa Danıştay 14. Dairesinin 2011/12734 E 2013/5525 K sayılı 09.07.2013 tarihli kararı ile yasaya aykırı bu ‘karar düzeltme’ talebi reddedilmiş; karar kesinleşmiştir.
Davanın duruşması sırasında mahkemece belirlenen bilirkişilere itirazımız üzerine yeniden seçilen 6 kişiden oluşan 2 ayrı heyetçe 8 saatlik keşif ve inceleme sonrası düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü talep edilmiş, ayrıca kararın gerekçesinin dava dilekçesinde belirtildiği ve bilirkişi raporu ile de belirlenen hukuka aykırılıklar dışında çevre yatırımları konusunda çevreyi koruma sorumluluğu anayasa ve uluslararası normlarla yükletilen vatandaşlar için emsal ve çerçeve oluşturması açısından ayrıntılı oluşturulması, tarafımızdan (Davacı platformumuz üyelerince) istenmişti.
Bu çerçevede kararda çimento fabrikalarının bulunduğu yerde canlı cansız tüm çevre üzerinde olumsuz ve telafisiz zararları olduğu, bu tesislerden kaynaklanacak PM10 emisyonlarının geniş etki alanı içerisinde mevcut kirlilik düzeyi ile birleşerek hava kalitesini sınır değerlerinin üzerine çıkaracağı; insan yaşamını tehlike ile karşı karşıya bıraktığı; Arkeolojik değerlere, korunması gerekli tarihi eserlere, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarına, tarım alanlarına, yerleşim yerlerine geri dönüşümsüz zarar vereceği usulünce kabul edilen uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu; bölgenin yönetenlerce devlet destekli turizm, tarım ve zeytincilik faaliyet alanı tercih edilmesi ile çimento ve termik santral gibi kirletici sanayi faaliyetlerine açık tutulması arasında ciddi ve örtüşmez bir çelişkinin olduğu konularının da yer alması ve gerekçenin geniş tutulması tarafımızdan talep olunmuştu.
Adana 2. İdare Mahkemesince çimento fabrikası kurulacak alanın, tarihi ve kültürel önemi olan mekânlara yakın olduğu; bu yerlere, tarım alanlarına, bitki örtüsüne ve türlerine, yöredeki yer altı ve yer üstü su kaynaklarına dolayısıyla sulak alanlara ve sulak alan ekosistemi ile hidrojeolojik döngü üzerine olumsuz zararlar vereceği ve önerilen önlemlerin olumsuz etkileri giderecek düzeyde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından Entegre Çimento Fabrikası Projesinde “Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu Kararı” verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığından işletmeye dair çevre etki değerlendirme (ÇED) raporu (böylece kesin olarak) iptal edilmiştir.
Osmaniye yaşayanlarına, duyarlı tüm vatandaşlarımıza ve kamuoyuna saygı ile sunulur. 08.09.2013
Kastabala Çevre Platformu Adına
Halil Çelikkıran


22 Ağustos 2013 Perşembe

Giderayak Yıktı Gitti

Yıkılan ve bir ara Osmaniye Müzesi Tabelası asılan eski Osmaniye Kaymakamlık ve Valilik binası
2009 yılında gelirken şehir halkı adına konuştuğunu sanan sanayici ve tüccarlar örgütünün o zamanki çimento fabrikasıperest başkanının şehir caddelerine astırdığı dev “Hoş geldin” pankartlarıyla karşılanan polis kökenli futbolcu valimiz; duyduğuma göre düğün konvoyu gibi arabalı şehir turları ile Osmaniye’den Merkez valiliğine uğurlandı. Pala bıyıklı İlbay, Osmaniye (arkeoloji) Müzesi binası olması için mücadele ettiğimiz ve Müze platformunu temsil heyetimize Tarık Akan’lı Makanlı ricalardan sonra lütfedip verdiği randevuda Hızır Acil komuta merkezi vb. yapacağını söyleyip kentin arzusunu red ettiği Osmaniye eski kaymakamlık ve valilik; yani sondan önceki Kültür ve Turizm Bakanlığı proje kabullü müze binası (Mehterbaşı gider gitmez, vekili tarafından olsa gerek) yıkıldı. Cemi cümlemize hayırlı olsun.
Ne yıkım kararı, ne de yerine yapılacak icraat veya idari tasarruf hakkında şehir halkının basın yoluyla halen dahi bilgilendirilmediği yıkılan eski valilik binası yaklaşık 50-60 yıllıktı. Bu arada Karaçay Yatağındaki Cebeli Bereket Kültür Merkezi yanına yapılan mezar odası gibi (sarkofaj-lahit) yeni Osmaniye Müzesinin da şu basması nedeniyle uzunca süredir kapandığı kulağıma çalındı. “Demiştik” demenin faydası var mı?
Son olarak dün (21 Ağustos 2013) elime bir şiir tutuşturdular. Giden mehter başımız henüz hayatta olduğundan arkasından konuşuyor olmayız; sonuçta bir edebi eser paylaşıyorum. Şiirdeki Aşık Safi vallahi ben değilim, kendisini tanımıyorum.
NE OLACAK BUNDAN SONRA
Osmaniye’ye geldi Vali
Osmaniye’nin berbat hali
Biraz hizmet etse bari
Ne olacak bundan sonra

Osmaniye’ye geldi Cerrah
Osmaniyeli dedi eyvah
Sattı yeri fersah fersah
Ne olacak bundan sonra

Müdürleri asker etti
Polisleri heykel etti
Memleketi berbat etti
Ne olacak bundan sonra

Başbakanım, Başbakanım
Yok memlekete bakanım
Orman, Sağlık bir de Tarım
Ne olacak bundan sonra

Başbakanım, Başbakanım
Gel de bize bak bakalım
Biz bununla ne yapalım
Ne olacak bundan sonra

Fıstık dedi çıktı yola
Hava attı sağa sola
Korku saldı dörtbir yana
Ne olacak bundan sonra

Dükkan verdi aldı evler
Satamadı bomboş eller
Bu zararı kim def eyler
Ne olacak bundan sonra

Belediye Kadir KARA
Dost olmuşlar hangi ara
Ne mülk kaldı ne de para
Ne olacak bundan sonra

Daha ne anlatayım
Hani nerde amcam, dayım
Sayın vekil, il başkanım
Ne olacak bundan sonra

Bilir iken söylettiniz
Bunca zaman ne ettiniz
Bir kere de siz deseniz
Ne olacak bundan sonra

Aşık Safî ne söylersin
Bu sızılar nasıl dinsin
Yeter artık DUR mu desin
Ne olacak bundan sonra
Aşık Safî
Yeni valimizin kendisinin hukukçu, eşinin ise hekim olduğunu öğrendim. Futbolcu polis validen iyidir.... En azından hukuksuz işler yapmaz.

Özellikle Osmaniye dışındaki Osmaniye sevdalıları ve benim gibi geç haber alanların ve de tarih babanın bilgisine sunulur.

Acı Kaybımız Asım Erkoçak

Osmaniye Müze ve Kastabala Çevre Platformlarının katılımcısı ve destekçisi nazik insan; edebiyatçı, serbest gazeteci ve eğitimci (Osmaniye Atatürk Lisesi 1969 ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi 1979 mezunu, işletme ile ilgili ek dersler veriyormuş, iktisatçı imiş), Osmaniye Kınık Gazetesi'nde serbest köşe yazarı arkadaşımız Ahmet Oğuz Asım Erkoçak'ı 09 Ağustos 2013 tarihinde kanser hastalığı nedeniyle 62 yasında ebediyete uğurladık.
Ben de tesadüfen 22 Ağustos 2013'te Müze yapılması için mücadele ettiğimiz Osmaniye eski kaymakamlık ve eski valilik binası yıkılınca yolda rastladığım bir arkadaşıma müze mücadelesinden söz ederken öğrendim. Taziye için belediyemiz ölüm ilanları sayfasında verilen oğlu OĞUZ ERKOÇAK'ın telefonu 0 546 285 32 10 şeklindedir.
Arkadaşımıza Allahtan rahmet, acılı ailesine sabır dileriz.
Umur Gürsoy

13 Şubat 2013 Çarşamba

OSMANİYE DE YÖNETİCİ YOKMU ?!!!

Yazı: 06.02.2013 TARİHİNDE YOLLANMIŞTIR.
OSMANİYE DE YÖNETİCİ YOKMU ?!!!
Çapkınlar üzgün, yatacak yer bulamıyor… Kırmıtlı Kuş Cenneti kan ağlıyor… Balıklar telef olmakta… Binlerce yıldır Çukurova’yı besleyen Ceyhan Nehrini kuruttular. Nehrin yatağı, Suriyeli konukların B..kları ile doldu. İçinde canlı varlık yaşamıyor artık. DSİ Cevdetiye de su bendinin kapaklarını kapattı. Nehrin suyu İskenderun Demir Çelik Fabrikasını soğutmak için kullanılacakmış. Bunun için ovanın ekolojik dengesini feda ettiler. Ceyhan Nehri’nde yaşayan, boyları 1metreyi aşan yayın balıkları, tatlı su kefalleri ve yılanbalıkları yok oldular. Nehrin yatağı, pırıl pırıl parlayan milyonlarca balık ölüsüyle şavkıdı durdu günlerce.

Ve on binlerce yıllık Ceyhan nehrinin yatağını kuruttular.
Bu memleketin Çevre Bakanı yok mu? Bu şehrin Valisi yok mu ? Hangi duvara vuracağız başımızı. Nehir yatağındaki ölmüş balıklar Suriye kampının çocuklarınca toplandı durdu. Hepsi kamplara taşındı. Ateşler yakıldı. Günlerce balık kokusundan geçilmez oldu.
Ceyhan Nehri Havzası kan ağlıyor. Çukurova’yı besleyen Ceyhan nehrinden eser kalmadı. Yaşar Kemal’in İnce Memed’inin yaşadığı yerlerde kuşlar da ötmüyor artık. Kırmıtlı Kuş Cennetinde 200’e yakın kuş türünün çoğu gitti. Kalanlar yok olan yuvalarını aramakla şaşkın. Havada dönüp duruyor. Kırmıtlı Kuş Cenneti, Kuş Cehennemine döndü. Nehrin yatağında in cin top oynuyor. Dünyada ilk defa üç türünün bir arada yaşadığı Yalı Çapkınlarından geride kalan üç beşi ürkek. Ünü Büyük Osmaniye Valisi görmez mi bütün bunları? Ankara ya bildirmez mi ? Haydi Valiyi geçtik, bu toprakların Millet Vekilleri yok mu? Nerede o, üfürünce mangalda kül bırakmayan politikacılar. Çukurova yanıyor. Bir tas su vereniniz yok. Bari çıkıp iki laf edin Meclis’te.
Onca balıkçıl sürülerinin, balabanların imi timi yok oldu. Bu çığlık Kastabala Vadisi’nin son çığlığıdır. Yetkilere sesleniyoruz: ” Allah rızası için bir yudum su bırakın Ceyhan yatağına . Toprak ağlıyor. Nerede, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Osmaniye Valiliği, Osmaniye Çevrecilik Şehircilik Müdürlüğü, Osmaniye İl Tarım Müdürlüğü ...? Nerede, her fırsatta suyun sahibi olduğunu söyleyen DSİ 6.Bölge Müdürlüğü …? Pirimiz, üstadımız, memleketlimiz Dadaloğlu’nun dediği gibi;
Hani benim ile lokma yiyenler,
Canı başı dost yoluna koyanlar,
Sen ölme de ben öleyim diyenler
Sırtı boz yamçılı beyler n’icoldu?
Haydi Beyler, haydi sorumlu yöneticiler sizleri ivedilikle, Ceyhan suyunun kontrollü şekilde yatağına bırakılması için göreve davet ediyoruz. Unutmayın bu topraklar hepimizin. Vebali de hepimizin boynuna.

Ali Murtaza Doğan
Kırmıtlı eski Belediye ve
Cevdetiye Sulama Birliği Başkanı

Arif Keskiner
Yapımcı, yönetmen, yazar ve
Osmaniye Kastabala Çevre Platformu üyesi
Kuş cennetinin hali hakkındaki video için : http://www.youtube.com/watch?v=jeETO6v08TA

Blog editörünün Notu: Arif Keskiner'le 14 Şubat 2013 (bugün) yaptığımız yazışmada geçen "... amaç hasıl olmuştur, yazıda istenen alınmıştır. Kısacası nehrin yatağına su bırakılmıştır. Hem de yazının çıktığı günün ertesi.... Ayrıca avukatlarla görüşmeler sürüyor" cümlelerinden anlaşıldığı üzere Ceyhan Nehri yatağına su bırakıldığı anlaşılmıştır. Ancak Bir kaç yıldır konuşulan İskenderun'a Hamus (Ceyhan'nın kolu) Çayından su götürüleceği haberi doğru çıktığı anlaşılmaktadır. Suyun ise hangi amaçla alınacağı hakkında  ise İSDEMİR yıllarca bu suya ihtiyaç duymadı da neden şimdi sorusunun yanıtı olarak aklıma gelen asıl nedenin  İskenderun organize bölgesine yapılan kömürlü termik santrallar gelmiyor değil.
Bu konu incelenmeli, ama kim tarafından? Bu kadar çok düşmanla değil bir ordu, bir kaç çevreci baş edemez. bölge halkının eylemli katkısı gerekir. Bunu meslek odaları ve siyasi partiler örgütleyebilir, çevreciler ise sadece durumu haber vermekle ve sorunları duyurmakla görevlidirler. Yine de çok şey yapıyoruz.


 

OSMANİYE DE YÖNETİCİ YOK MU ?!!!

Çapkınlar üzgün, yatacak yer bulamıyor… Kırmıtlı Kuş cenneti kan ağlıyor… Balıklar telef olmakta… Binlerce yıldır Çukurova’yı besleyen Ceyhan Nehrini kuruttular. Nehrin yatağı, Suriyeli konukların B..kları ile doldu. İçinde canlı varlık yaşamıyor artık. DSİ Cevdetiye de su bendinin kapaklarını kapattı. Nehrin suyu İskenderun Demir Çelik Fabrikasını soğutmak için kullanılacakmış. Bunun için ovanın ekolojik dengesini feda ettiler. Ceyhan Nehri’nde yaşayan, boyları 1metreyi aşan yayın balıkları, tatlı su kefalleri ve yılanbalıkları yok oldular. Nehrin yatağı, pırıl pırıl parlayan milyonlarca balık ölüsüyle şavkıdı durdu günlerce.
Ve on binlerce yıllık Ceyhan nehrinin yatağını kuruttular.
Bu memleketin Çevre Bakanı yok mu? Bu şehrin Valisi yok mu ? Hangi duvara vuracağız başımızı. Nehir yatağındaki ölmüş balıklar Suriye kampının çocuklarınca toplandı durdu. Hepsi kamplara taşındı. Ateşler yakıldı. Günlerce balık kokusundan geçilmez oldu.
Ceyhan Nehri Havzası kan ağlıyor. Çukurova’yı besleyen Ceyhan nehrinden eser kalmadı. Yaşar Kemal’in İnce Memed’inin yaşadığı yerlerde kuşlar da ötmüyor artık. Kırmıtlı Kuş Cennetinde 200’e yakın kuş türünün çoğu gitti. Kalanlar yok olan yuvalarını aramakla şaşkın. Havada dönüp duruyor. Kırmıtlı Kuş Cenneti, Kuş Cehennemine döndü. Nehrin yatağında in cin top oynuyor. Dünyada ilk defa üç türünün bir arada yaşadığı Yalı Çapkınlarından geride kalan üç beşi ürkek. Ünü Büyük Osmaniye Valisi görmez mi bütün bunları? Ankara ya bildirmez mi ? Haydi Valiyi geçtik, bu toprakların Millet Vekilleri yok mu? Nerede o, üfürünce mangalda kül bırakmayan politikacılar. Çukurova yanıyor. Bir tas su vereniniz yok. Bari çıkıp iki laf edin Meclis’te.
Onca balıkçıl sürülerinin, balabanların imi timi yok oldu. Bu çığlık Kastabala Vadisi’nin son çığlığıdır. Yetkilere sesleniyoruz: ” Allah rızası için bir yudum su bırakın Ceyhan yatağına . Toprak ağlıyor. Nerede, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Osmaniye Valiliği, Osmaniye Çevrecilik Şehircilik Müdürlüğü, Osmaniye İl Tarım Müdürlüğü ...? Nerede, her fırsatta suyun sahibi olduğunu söyleyen DSİ 6.Bölge Müdürlüğü …? Pirimiz, üstadımız, memleketlimiz Dadaloğlu’nun dediği gibi;
Hani benim ile lokma yiyenler,
Canı başı dost yoluna koyanlar,
Sen ölme de ben öleyim diyenler
Sırtı boz yamçılı beyler n’icoldu?
Haydi Beyler, haydi sorumlu yöneticiler sizleri ivedilikle, Ceyhan suyunun kontrollü şekilde yatağına bırakılması için göreve davet ediyoruz. Unutmayın bu topraklar hepimizin. Vebali de hepimizin boynuna.
Ali Murtaza Doğan
Kırmıtlı eski Belediye  Başkanı ve Cevdetiye Sulama Birliği Başkanı                                    
Arif Keskiner
Yapımcı, yönetmen, yazar ve Osmaniye Kastabala Çevre Platformu üyesi

12 Şubat 2013 Salı

HİLMİ ÇAMURDAN'IN KAYINBABASI ARAMIZDAN AYRILDI

Sevgili Çukurovalı, Osmaniyeli çevre ve doğa dostları,
Platformumuzun üyelerinden Adana Çevre ve Tüketici Derneği (ÇETKO)'nin ve Doğu Akdeniz Çevrecileri (DAÇE)'nin kurucusu sevgili arkadaşımız Hilmi Çamurdan'ın eşi Seher Çamurdan'ın babasını, beş gün önce ebediye uğurladığını üzüntüye öğrenmiş bulunuyoruz.


Kendisine, Hilmi'ye ve kederli ailesine sabır, aramızdan ayrılan ağabeyimize Allahtan rahmet diliyoruz. Toprağı bol olsun.