20 Ekim 2009 Salı

Gecikmiş Haberler-4: ÇED uygun raporu ve yer seçim izni ‘ne hak ne de helâl’dir



17 Eylülü 2009 tarihli ÇİMENTO FABRİKASINA KARŞI OSMANİYE KASTABALA PLATFORMU’NDAN BASIN AÇIKLAMASI
(Basına verilmeyen uzun metin)

ÇED uygun raporu ve yer seçim izni ‘ne hak ne de helâl’dir

Kastabala'dan (Kesmeburun-1. Yer başvurusu) ve Kırmacılı'dan (2. Yer başvurusu) yasal ve barışçı yollardan kovaladığımız Osmaniye_Kadirli Üniversal Çimento Fabrikasının, üçüncü yer seçimi olarak; zeytinlikler, mera ve birinci derecedeki tarım alanları ve tescilli Roma medeniyeti kalıntılarının orta yerine, Köyyeri Köyüne 350 (üçyüzelli) metre, hâkim rüzgarları altındaki Aşağı Bozkuyu köyünün 950 (dokuzyüzelli) metre yukarısına çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) uygundur raporu aldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Ancak sırada Sağlık Bakanlığı’ndan insan sağlığına zarar vermeyeceğine dair Gayrı Sıhhi Müessese Ruhsatı’nın alınması vardı.
İstanbul'daki sel felaketi, yasalardaki sağlığı koruma bantları ve kıyı kenar çizgilerinin hangi nedenle konduğunu tüm dünyaya 35’den fazla ölü ve kayıp pahasına bariz olarak bir kez daha göstermiştir. Nehir ve denizlerin 100 metre uzağına ve birinci derecedeki sanayi tesislerinin ve şimdi sınırları genişletildiğini ve yeni hapishane ve lojmanlarına neredeyse 50 metre yaklaştığını öğrendiğimiz Osmaniye’deki gibi organize sanayi bölgelerinin en az 500 metre yakınına insanların içinde yaşayacağı, okuyacağı, spor yapacağı, dinleneceği (içinde cezaevleri ve ıslahevlerinin konutların ve memur lojmanlarının da bulunduğu başka insan uğraşlarında kullanılan) binaların yapılması, ani gelişen sanayi kazalardan (patlama, yangın, zehirli gaz yayılması gibi) ve doğal afetlerden genel toplumu korumak için yasaktır. Bu koruma bandını belediyesi olan yerlede belediyeler, belediye sınırları dışında imar ve iskân bakanlığı denetler ve ihlalini önler. ÇED raporu çalışmalarında ve denetlemelerinde sağlıkçılar bulunmaz. Konu daha çok tarım, çevre ve orman, su işleri ve kültür turizm bakanlıkları elamanlarınca değerlendirilir. Ancak ildeki bütün bakanlıkların il müdürlerinin yazılı oluru ve görüşü alınır.
Eğer sanayi tesisi yerleşim yerlerinin her yıl en çok esen (hâkim) rüzgârlarının üzerine yapılıyorsa aradaki uzaklık ve sağlığı koruma bandı, ekteki resimlerdeki gibi rüzgârın estiği yönde (GSM) daha geniş tutulur. ÇED ve Gayri Sıhhi Müessesese Ruhsatlandırması birbirinden farklıdır; birbirinin yerine geçemez. Zira ÇED daha çok insan dışındaki canlı (doğal ve evcil) ve cansız varlıklar üzerindeki zararı, GSM mevzuatı ise müessesesenin daha çok insan ve toplum sağlığına barışta ve normal çalışma koşullarında, afet, savaş ve olağanüstü durumlardaki etki ve zararlarını inceler. Ancak GSM mevzuatına göre eğer bir işletme aynı zamanda ÇED mevzuatına da tabii ise ÇED uygundur raporu alındığında bu, GSM ruhsatlandırmasının birinci aşaması olan “yer seçim raporu uygundur” raporu yerine sayılır. İşte sorun buradadır. İçinde sağlıkçıların aktif olarak bulunmadığı bir ÇED çalışmasının sonucunda sadece il sağlık müdürlüğünün görüşü alınarak daha sonra ağırlıklı olarak sağlıkçılarca etraflıca etraflıca değerlendiremesi gereken GSM değerlendirmesinin (Sağlık Etki Değerlendirmesidir) en önemli aşaması sağlıkçıların gıyabında değerlendirilerek sağlık müdürünün önüne konmuş olur.
Ciddi bir uzmanlık alanı olan tıpta halk sağlığı ve onun yan dal uzmanlık alanlarından çevre sağlığı bilgisi gerektiren bir konuda taşrada yeterli deneyimli uzman kadroların olmayışı nedeniyle İ sağlık müdürlüğü ilgili şubeleri nasıl olsa bizim işimiz değil diye (aslında yer seçim raporuna onay verdiklerini bilmeden) Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ÇED raporu için istediğini “Yasa ve yönetmeliklere uygun olmak kaydıyla uygundur” mealinden bir görüşle yerine getirirken sonuçlarını bilmezler. Aslında ÇED raporu ki Sağlık etki değerlendirmesinin en kilit aşamasında çoğu zaman ilimizdeki nedeyse bütün yatırımlarda olduğu gibi yasa ve yönetmeliklere aykırıdır. Çünkü yöneticiler yasa ve mevzuatı da yıllardır yanlış uygulamaktadırlar.

Bu yönleriyle henüz gayri sıhhi müessese yer seçimi yerine geçen ÇED oluru ile Osmaniye-Kadirli Üniversal Çimento Fabrikası, eski adı gayri sıhhi müessese yönetmeliğinin yerine konan 14/7/2005 tarihli bakanlar kurulu kararıyla yeni adı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümlerine;
2008 yılında yürürlülüğe giren Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliğine aykırıdır.
Zeytin Yasası zeytinliklerin 3 km yakınına, mera kanunu meraların yakınına, Kültür ve tabiat varlıklarını koruma mevzuatı da SİT alanların yakınına sanayi yatırımlarına izin vermez.
Fabrikaya verilen izin şu aşamaya kadar yasal gözükmektedir, ancak yönetmelikler göz ardı edilip arkasına dolanıldığı için; alınan ÇED uygun raporu ve yer seçim izni ‘ne hak ne de helâl’dir. Fabrikanın faaliyetleri sonucu doğacak ‘kul hakkı’ ödenemez. Elde edileceği veya getireceği söylenen ekonomik kazanç Osmaniye'ye ve fabrika’da çalışanlara helâl kazançlar getirmeyecektir.
İlimiz yöneticileri ve küçük bürokratları yasa ve yönetmelikleri bilmemektedir ve bu nedenle görevlerinin gerektirdiği ehliyette değildirler. Neredeyse tamamının işlerinden istifa ederek yerlerine bilgili ve cesur, memleket sever yöneticilerin atanmasına olanak sağlamaları gerekir. Halen yargı aşamasındaki davalarımızın sonuçlanmasını müteakip kendilerine “görevini kötüye kullanmak”tan suç duyurusunda bulunup “kamuyu zarara uğratmak ve yurttaş hukukunu gasp etmekten” tazminat davaları açılacaktır.
Çiftçiliğin para kazandırmadığı günler geçicidir. Tarımdan para kazanamıyoruz, bari fabrikada iş buluruz düşüncesi geri dönülmez zararları içeren hatalı bir düşüncedir. Zira sanıldığı gibi çimento fabrikalarında köylüler çalış(a)maz. Makinalar çalışır.
Kalkınma ve iş alanı yaratma iddiası ile Osmaniye'ye, bereketli dağımıza ve yılda üç kez tarım yapılan bu bereketli topraklara yapılan bu çok uluslu düşman saldırılarını ve haçlı severlerini püskürtecek onurlu, helal kazanç sahibi, yurtsever, gerçek ülkücü ve takva sahibi Osmaniyelilerin hâlâ var olduğunu düşünmek istiyoruz.

Çimento Fabrikasına Karşı Osmaniye Kastabala Platformu
Sözcüsü Halil Çelikkıran

Hiç yorum yok: