OSMANİYE’DE HALKI BİLGİLENDİRME PANELİ YAPILDI
21 Haziran 2008 Cumartesi günü Osmaniye merkezindeki A. Şekip Ersoy Konferans Salonunda Osmaniye Belediyesi’nin katkıları ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ev sahipliğinde ile bir halkı bilgilendirme paneli yapıldı.
Panel’de konuşmacı olarak Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Doğu Akdeniz Çevrecileri yeni sekreteri Prof. Dr. Figen DORAN ve emekli Ekoloji uzmanı Prof. Dr. Bilgin Derin konuşmacı olarak davet edildiler. Antalya’dan katılacak olan Prof. Dr. Derin, özür dileyerek aşırı sıcaklara bağlı sağlık sorunları nedeniyle panele son anda katılamayacağını ve kendisini Antalya’da üniversiteden arkadaşı olan arkadaşı Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Umur GÜRSOY’dan konuşmacı olmasını rica ettiğini bildirince ikinci konuşmacımız Dr. Gürsoy oldu.
Panel’e ildeki tüm yöneticiler, tüm parti temsilcileri, sivil toplum ve demokratik kitle örgütleri, köy muhtarları ve yurttaşlar davet edildi. Yaklaşık 100 kişiden fazla nitelikli bir dinleyici kitlesince izlenen panel sonunda konuşmacılara pek çok soru soruldu ve il yöneticilerinin neden böyle bir yanlışa evet dedikleri merak edildi.
Aşağıda panel ile ilgili yerel basında çıkan haber ve yorumları bulacaksınız.
"YABANCI FİRMALAR KENDİ ÜLKELERİNDE İZİN VERİLMEYEN YATIRIMLARI BURADA YAPIYOR"
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Doğu Akdeniz Çevrecileri (Daçe) Ortak Sekreteri Prof. Dr. Figen Doran, Yabancıların Kendi Ülkelerinde Yasak Olan Çimento Fabrikası Gibi Yatırımları Türkiye'de Yapmaya Çalışmalarına Nasıl Müsaade Edildiğine Bir Anlam Veremediğini Söyledi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Doğu Akdeniz Çevrecileri (DAÇE) Ortak Sekreteri Prof. Dr. Figen Doran, yabancıların kendi ülkelerinde yasak olan çimento fabrikası gibi yatırımları Türkiye'de yapmaya çalışmalarına nasıl müsaade edildiğine bir anlam veremediğini söyledi.
Osmaniye Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Şehrin Çevre Sorunları" konulu panelde konuşan Doran, Antik Kent Kasatabala'ya kurulacak çimento fabrikasının yüzde 65'inin yabancılara ait olduğunu ve fabrikanın Antik Kente, kuş cenneti ile çevre halkına vereceği zararları kaydetti.
Türkiye'nin neresinde sıkıntılı bir yatırım varsa yabancılara ait olduğunu belirten Prof. Dr. Figen Doran "Bu tip yatırımlarda da diğerlerinde olduğu gibi en büyük kandırmaca vatandaşa iş sağlanacağı yönünde verilen sözlerdir. Bu gün yabancı ülkelere baktığınızda bu tip yatırımların yasak olduğunu görürsünüz. Bunlar bir de gelişmiş ülke diyorlar. Bunlar sözde gelişmiş ülkedir. Gelişmiş ülke bizim ülkemizdeki Mehmet ile kendi ülkesindeki Hans'ı denk tutan ülkedir. İnsana insan gibi davranan ülkedir. Bir varil petrol için binlerce insanı Irak'ta yakmayan ülkedir. Bunlar kendi ülkelerinde çimento fabrikası yasak olduğu için kuramıyorlar. Bizim gibi gelişmekte olan, sermaye yatırımı isteyen ülkelere yönleniyorlar. Biz bu toprakları sadece dedelerimizden devralmadık. Buralarda 5 bin yıllık bir mazi var. Bu maziyi biz gelecek kuşaklara şerefimizle aktarmak zorundayız. Çimento fabrikasına neden karşı çıkıyoruz, Çünkü havayı kirletecek, soluduğunuz hava size fark etmeyeceğiniz şekilde zarar verecek." dedi.
Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilgin Derin'in rahatsızlığından dolayı panele katılamaması üzerine yerine gelen Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Umur Gürsoy da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gürsoy, çimento fabrikasının ÇET raporunda "Proje alanının yakın çevresinde arkeolojik miras bulunmamaktadır" şeklinde madde olmasına rağmen buna nasıl imza attıklarına bir anlam veremediğini söyledi.
Fabrikanın bize getirecekleri ve bizden götürecekleri hakkında iyi düşünmeliyiz" diyen Gürsoy, "Bu tip fabrikalar kurulurken her şeyden önce halkın olurunun alınması şarttır. Bir işte isabetli bir karar vermeniz için halkın görüşleri almak zorundasınız. İsabetli bir karar vermek için vatandaşları yapılacak yatırım için doğru olarak bilgilendirmek zorundasınız. Yoksa kurulacak bir fabrikanın kapalı kapılar arasında şekillenmesi başarısızlığa uğramış bir seçenektir.
"Her şey yasalara uygun olabilir." diyen Gürsoy, "Her yasal şey, hak değildir. Fabrikanın toplumsal zararları daha fazladır. En az 5 bin yıllık geçmişi olan Kasatabala Antik Kentin tamamen kaybedilmesi, oradan gelecek mali ve turistik kayıplar, yeraltı suyunun kirlenmesi, yük taşımacılığının getireceği fosil yakıttan gelen zararlar, trafik kazaları, bölgede yetişen ürünlerin satışlarında düşüş, fabrika bacalarından çıkan gazın insan, hayvan, bitkisel ürünlere zararları, tarımsal kayıplar gibi daha birçok zararları söz konusu olacaktır." diye konuştu.
(Cihan Haber Ajansı) 24.06.2008 11:31 [1415040]
Kaynak: http://www.haberler.com/yabanci-firmalar-kendi-ulkelerinde-izin-verilmeyen-haberi/
ÇEVRE SORUNLARI
2008-06-20
Özellikle yaz mevsimlerinde çevre ile ilgili sorunlar çoğunlukla gündeme getirilir. Kış aylarında sanki çevrenin o kadar sorunu yokmuş gibi, Çevreci kuruluşlar Yaz aylarında çeşitli etkinliklerini artırırlar.Doğrudur çoğunlukla yaz aylarında piknik alanları, mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklıklar nedeniyle kirlilik oranlarında artışlar görmekteyiz.Osmaniye’de bugün saat: 14.00’de bir panel düzenlenecek. Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi’nde düzenlenecek olan panelin konusu; “Osmaniye’nin Çevre Sorunları” olarak belirlenmiş. Panelde; Ç.Ü. Tıp Fakültesi Dekanı Dr. Figen Doran ile Emekli Ekoloji Profesörü Dr. Bilgin Derin konuşmacı olarak katılacaklar. Konuşmacıların kentteki çevresel durumlarla ilgili tespitlerin yanında birçok sorunu masaya yatıracakları bekleniyor. Gönüllü Çevreciler bu sıcak günlerde harıl harıl koşuşturarak davetiye dağıtıyorlar. Köylere kadar davetiye dağıtıldığını biliyorum. Bakalım Osmaniye’nin çevre sorunlarına kimler, hangi ölçüde ve nasıl duyarlılık gösterecekler bugün saat: 14.00’deki panele katılım sayısı ile ilk sınavın durumu hakkında bilgi sahibi olacağız.Çevre sorunları ile ilgili toplantılar veya değişik etkinliklerde katılımların yoğun olması sevindirir insanı. Ancak, katılımların azlığı da çevreye duyarsızlıkları ortaya koyduğu gibi temizleyenler değil de kirletenlerin çoğunlukta olduğunu anlamak için bir tahmin yürütmek sanırım yanlış olmaz diye düşünüyorum.Çevre Haftası nedeniyle öğrencilerin kent içerisindeki bazı caddelerdeki yürüyüşlerini anımsıyorum. Ellerindeki döviz ve pankartları okuyan esnafı gözlemliyorum. Öğrenciler çevreye duyarlılık ve temizlik üzerine ellerinde yazıları taşıyıp izleyenlere oturmak istediği sırada bir esnafın kaldırım kenarına çöp dökmesi, yola tükürmesi, sigara izmaritini atması ne kadar yakışıksız bir durum değil mi?Bugün ve yarınki tatil nedeniyle bir çok vatandaşımız piknik alanlarını dolduracaklardır. Kaç kişinin piknik dönüşü oturdukları yeri temizlediğini görüyorsunuz. Tatil günlerinde pikniğe gidenlerin geri dönüşlerinde oturdukları yeri temizlemeyenlerden, evlerinde de aynı kirliğin yaşandığını düşünürsem hatalı tahmin etmiş olmam sanırım.Çevre temizliği başta insan olmak üzere tüm canlıların sağlığı için önem taşırken, canınızı ve sevdiklerinizi düşünüyorsanız çevremizi temiz tutalım ve temizliğine önem verelim. Saygılarımla…
Kaynak: http://www.osmaniyeliler.com/index.php?mode=detay&index_id=499
Yabancı firmalar kendi ülkelerinde izin verilmeyen yatırımları burada yapıyor
24 Haziran 2008
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Doğu Akdeniz Çevrecileri (DAÇE) Ortak Sekreteri Prof. Dr. Figen Doran, yabancıların kendi ülkelerinde yasak olan çimento fabrikası gibi yatırımları Türkiye'de yapmaya çalışmalarına nasıl müsaade edildiğine bir anlam veremediğini söyledi.
Osmaniye Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Şehrin Çevre Sorunları" konulu panelde konuşan Doran, Antik Kent Kasatabala'ya kurulacak çimento fabrikasının yüzde 65'inin yabancılara ait olduğunu ve fabrikanın Antik Kente, kuş cenneti ile çevre halkına vereceği zararları kaydetti.
Türkiye'nin neresinde sıkıntılı bir yatırım varsa yabancılara ait olduğunu belirten Prof. Dr. Figen Doran "Bu tip yatırımlarda da diğerlerinde olduğu gibi en büyük kandırmaca vatandaşa iş sağlanacağı yönünde verilen sözlerdir. Bu gün yabancı ülkelere baktığınızda bu tip yatırımların yasak olduğunu görürsünüz. Bunlar bir de gelişmiş ülke diyorlar. Bunlar sözde gelişmiş ülkedir. Gelişmiş ülke bizim ülkemizdeki Mehmet ile kendi ülkesindeki Hans'ı denk tutan ülkedir. İnsana insan gibi davranan ülkedir. Bir varil petrol için binlerce insanı Irak'ta yakmayan ülkedir. Bunlar kendi ülkelerinde çimento fabrikası yasak olduğu için kuramıyorlar. Bizim gibi gelişmekte olan, sermaye yatırımı isteyen ülkelere yönleniyorlar. Biz bu toprakları sadece dedelerimizden devralmadık. Buralarda 5 bin yıllık bir mazi var. Bu maziyi biz gelecek kuşaklara şerefimizle aktarmak zorundayız. Çimento fabrikasına neden karşı çıkıyoruz, Çünkü havayı kirletecek, soluduğunuz hava size fark etmeyeceğiniz şekilde zarar verecek." dedi.
Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilgin Derin'in rahatsızlığından dolayı panele katılamaması üzerine yerine gelen Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Umur Gürsoy da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gürsoy, çimento fabrikasının ÇET raporunda "Proje alanının yakın çevresinde arkeolojik miras bulunmamaktadır" şeklinde madde olmasına rağmen buna nasıl imza attıklarına bir anlam veremediğini söyledi.
Fabrikanın bize getirecekleri ve bizden götürecekleri hakkında iyi düşünmeliyiz" diyen Gürsoy, "Bu tip fabrikalar kurulurken her şeyden önce halkın olurunun alınması şarttır. Bir işte isabetli bir karar vermeniz için halkın görüşleri almak zorundasınız. İsabetli bir karar vermek için vatandaşları yapılacak yatırım için doğru olarak bilgilendirmek zorundasınız. Yoksa kurulacak bir fabrikanın kapalı kapılar arasında şekillenmesi başarısızlığa uğramış bir seçenektir.
"Her şey yasalara uygun olabilir." diyen Gürsoy, "Her yasal şey, hak değildir. Fabrikanın toplumsal zararları daha fazladır. En az 5 bin yıllık geçmişi olan Kasatabala Antik Kentin tamamen kaybedilmesi, oradan gelecek mali ve turistik kayıplar, yeraltı suyunun kirlenmesi, yük taşımacılığının getireceği fosil yakıttan gelen zararlar, trafik kazaları, bölgede yetişen ürünlerin satışlarında düşüş, fabrika bacalarından çıkan gazın insan, hayvan, bitkisel ürünlere zararları, tarımsal kayıplar gibi daha birçok zararları söz konusu olacaktır." diye konuştu.
Kaynak: http://www.haberosmaniye.com/yazi/yabanci-firmalar-kendi-ulkelerinde-izin-verilmeyen-yatirimlari-burada-yapiyor